Türkçenin en kıymetli şairlerinden Melih Cevdet Anday’a 1973 TDK Çeviri Ödülü’nü, muharrir Tarjei Vesaas’a ise 1963’te Kuzey’in Nobel Edebiyat Mükafatı sayılan İskandinav Edebiyat Ödülü’nü kazandıran Buz Sarayı raflardaki yerini aldı. Kitap, soğuk ve uzak bir diyarın dostlukla alevlenen sessiz şiirini dillendiriyor.
Buz Sarayı, annesini kaybetmiş 11 yaşındaki Unn’un, yaşıtı Siss ile kurduğu sıra dışı ve manalı dostlukla başlıyor. Daha sonra Unn, sembolik olarak bu dostlukla ilintili nedenlerden dolayı okuldan kaçıyor ve her iki kız için de büyük mana taşıyan, yaşadıkları köyün yakınlarındaki çağlayanın buzdan odalar açarak oluşturduğu ‘Buz Sarayı’na gidiyor. Bu buzdan labirent nihayetinde herkesin biraz kalbini kırıyor.
Hem muharriri hem çevirisi hem de kıssasıyla ‘özel’ bir kitap olan Buz Sarayı, iki küçük kızın dostluğunu ve çocukluğun kapalı ıstırabını incelikle işliyor. Bitmeyen, upuzun bir kışın ortasında filizlenen bu dostluk, uçsuz bucaksız bir yalnızlığın başlangıcı oluyor.